-
1 столовый сервиз
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > столовый сервиз
-
2 столовый прибор
sofra takımı, yemek takımıТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > столовый прибор
-
3 столовый
I1) sofra °столо́вая ло́жка — çorba kaşığı
столо́вый прибо́р — sofra takımı
столо́вая соль — sofra tuzu
2) sofralık, yemeklikстоло́вая свёкла — sebzelik pancar
столо́вый виногра́д — sofralık üzüm
••IIстоло́вое вино́ — sofra şarabı
столо́вый гарниту́р (ме́бели) — yemek odası takımı
-
4 сервировка
-
5 серебро
gümüş* * *с1) gümüş2) собир. ( серебряные вещи) gümüş eşya, gümüş takımıстоло́вое серебро́ — gümüş sofra takımı / takımları
3) собир. ( разменные монеты) (gümüş) bozuk para••получи́ть серебро́ — спорт. gümüş madalya almak
-
6 предмет
м1) nesne, cisim (- smi)он ра́нен каки́м-то тяжёлым предме́том в го́лову — başından ağır bir cisimle yaralandı
2) ( вещь) parçaпредме́ты пе́рвой необходи́мости — temel ihtiyaç maddeleri
предме́ты ро́скоши — lüks eşya
столо́вый серви́з из двадцати́ предме́тов — yirmi parçalık bir sofra takımı
из веще́й он отобра́л лишь не́сколько це́нных предме́тов — eşyalardan ancak birkaç kıymetli parçayı seçip aldı
3) врз konuпредме́т нау́чных изыска́ний — bilimsel araştırmanın konusu
стать предме́том торго́в — pazarlık konusu / malzemesi olmak
стать предме́том насме́шек — alaylara konu olmak
быть предме́том постоя́нной забо́ты — sürekli özen gösterilmek
4) ders, disiplinполучи́ть отли́чно по всем предме́там — tüm derslerden pekiyi almak
••на предме́т чего-л. — için, amacıyla
-
7 богатый
zengin* * *1) zenginбога́тая страна́ — zengin ülke
бога́тый урожа́й — bol ürün
край, бога́тый леса́ми — ormanca zengin diyar
проду́кты, бога́тые витами́нами — vitamince zengin besinler
бога́тый о́пыт — geniş tecrübe
бога́тое воображе́ние, бога́тая фанта́зия — geniş hayal gücü
бога́тый язы́к — zengin dil
2) mükellef; ağır; zenginбога́тый пода́рок — ağır bir hediye
бога́тый стол — mükellef bir sofra
бога́тая библиоте́ка — zengin kitaplık
3) → сущ., м zengin(бога́тые) → сущ., мн. zenginler, zengin takımı••чем бога́ты, тем и ра́ды — ≈ Allah ne verdiyse
См. также в других словарях:
sofra takımı — is. Yemek yerken kullanılan çatal, bıçak, tabak, örtü, peçete vb. şeylerin tümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
sofra — is., Ar. sufre 1) Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı. R. N. Güntekin 2) Birlikte yemek yiyenlerin tümü Bizim sofra çok şendir. 3) Genellikle tekerlek biçiminde,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sofra tahtası — is. Yerde yemek yeneceği zaman üzerine sofra takımı konan alçak masa Sofra tahtası, çardağın köşesinde kalan zeytinin gölgesinde kurulmuştu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatal bıçak takımı — is. Sofra için gerekli olan çatal, kaşık, bıçak ve diğer servis araçlarının tümü İçinden bir yuvarlak francala, çocuk oyuncaklarını andıran bir çatal bıçak takımı çıkardı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
MİKELE — Sofra takımı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
takım — is. 1) Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman 2) Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
komple — sf., Fr. complet 1) Dolu 2) Eksiksiz, gerekli her şeyi tamam olan, tam 3) Bütünü aynı şeyden olup bir takım oluşturan Komple sofra takımı. 4) mec. Üstün nitelikleri kendinde toplayan, mükemmel Komple adam. Birleşik Sözler komple kilit … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÜFE — Fr. İçinde sofra takımı konulan dolap. * Davetlileri ağırlamak için çeşitli yiyecek ve içeceklerin hazır bulundurulduğu masa. * İstasyon lokantası. * Sigara, kibrit, gazete, sandviç v.s. satılan yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
servis — is., Fr. service 1) Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti 2) Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü 3) Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük